Muğla’da Kaçak Yapılaşma Tam Gaz Devam Ediyor
Tatil cenneti Muğla, son yıllarda hızla artan kaçak yapılarla birlikte farklı bir kimliğe bürünmeye başladı.
Özellikle sahil bölgelerinde mantar gibi türeyen bu yapılar, yalnızca kentin doğal güzelliklerini değil, aynı zamanda hukukun üstünlüğünü ve kamu düzenini de tehdit eder hale geldi...
Uzun süredir bu konuya dikkat çekmeye çalıştım. Kaçak yapılaşmayı gündeme taşıdım, belgeledim, sordum. Ancak bir süredir de izlemeye aldım bu süreci. Hangi belediyeler nasıl hareket ediyor, hangi kurumlar etkili çalışıyor diye gözlemledim. Haftalar önce ulaştığım bilgiler doğrultusunda, Muğla genelinde 35 binin üzerinde kaçak yapı olduğu ifade edilmişti yetkililer tarafından. Bugün geldiğimiz noktada bu sayının daha da arttığını, 40 bine yaklaşmış olabileceğini idda ettiler...
Kaçak yapı sahipleri öylesine rahat, öylesine denetimsiz ki; mühendis olmadan, kontrolsüz, yapı denetim firmalarının gözetiminden uzak bir biçimde yapılar yükseliyor. Ne ruhsat var, ne de projeye uygunluk. Sakin, yavaş, ama son derece emin adımlarla bu yasadışı yapılar büyüyor. Ve elbette deprem gerçeği yine unutuluyor. En son yaşanan 6.2 büyüklüğündeki depremde olduğu gibi, felaket kapıyı çaldığında herkes denetimsiz yapılardan söz ediyor. Ama sonrası yine sessizlik...
Türk Ceza Kanunu ve 3194 sayılı İmar Kanunu incelendiğinde durum açık: Yapı ruhsatı alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fakat uygulamada ne görüyoruz? Kaçak yapı yapanların yargılandığı, mahkum olduğu, cezaevine girdiği bir örnek neredeyse yok. Oysa hırsızlık, adam öldürme, gasp gibi suçları işleyenler nasıl yargılanıyorsa, bu suçu işleyenlerin de aynı şekilde ceza almaları gerekir...
Ama bizde işler ters işliyor. Kaçak yapı mühürlenip yıkılacağına, bir bakıyoruz ki elektrik, su bağlantısı yapılmış. Sanki mükafat gibi. İnsanlar cezalandırılmayacaklarını biliyor, rahatlar. Bu da kaçak yapılaşmanın önünü açıyor.
Burada önemli bir ayrımı yapmak gerekiyor. Muğla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, bu konuda önemli adımlar atıyor. Kurumun gayretli çalışmaları, özellikle son dönemde artan denetimler ve belediyelere gönderilen uyarı yazıları bu mücadelenin ciddi olduğunu gösteriyor. Ancak sahadaki uygulama yeterince karşılık buluyor mu? Belediyelerin bu sürece yaklaşımı, denetim mekanizmalarının işlerliği hâlâ soru işareti...
Kaçak yapılar sadece fiziksel değil, aynı zamanda toplumsal bir yara. Hukukun uygulanmadığı yerde, vatandaşın devlete ve adalete olan güveni zedelenir. Ruhsatsız, mühendislik hizmetinden yoksun, denetimsiz yapılarda sadece doğa tahrip olmuyor; insan hayatı da tehdit ediliyor. Ve unutulmamalıdır ki, bu yapılar yalnızca bugünün değil, geleceğin de sorunlarını yaratıyor...
Muğla'nın doğal mirasını korumak, gelecek nesillere yaşanabilir bir çevre bırakmak istiyorsak, kaçak yapılaşmaya karşı daha sert, daha kararlı ve hukuk temelli adımlar atılmalıdır...
Devletin görevi yalnızca kanun yapmak değil, aynı zamanda onları uygulamaktır. Hukuk herkes içindir; imar barışına sığınarak yapılan ihlaller de dahil. Aksi takdirde bu suskunluk, sadece yapıların değil, kamu vicdanının da temeline tehdit ediyor.
Devletin temeli yasalarla kurulur, ama halkın güveniyle ayakta kalır.