Babasının Oğlu

Türkiye’de artık ne yazık ki halkın çıkarını önceleyen, dürüstlüğüyle örnek olan belediye başkanları bir elin parmaklarını geçmiyor. Seçim meydanlarında halkla iç içe görüntü veren, sokakta herkesin elini sıkan, “hizmetkârınız olacağım” diyen birçok isim, seçimden sonra adeta görünmez oluyor. Başkanlık koltuğuna halkın oylarıyla oturduklarını unutanlar, makam odalarının kapısını vatandaşa kapatırken, kendi çevresine ve çıkarına açıyor.

İşte tam da bu tablonun arasında bir istisna parlıyor: Tokat Belediye Başkanı Mehmet Kemal Yazıcıoğlu. Merhum "Süper Vali" Recep Yazıcıoğlu’nun oğlu olan Yazıcıoğlu, adeta babasının emaneti gibi taşıyor sorumluluğunu. Onun duruşu, tarzı ve halka yaklaşımı; bize unutturulmaya çalışılan bir devlet adamlığı kültürünü hatırlatıyor. Bu bir rastlantı değil; bu, aileden gelen bir terbiyenin ve millete hizmet etme anlayışının yansıması.

Recep Yazıcıoğlu, Türkiye’nin gönlünde yer etmiş bir isimdi. Cesaretiyle, halka yakınlığıyla, bürokrasinin içinden çıkıp halkın içinde yaşamayı seçen tarzıyla hâlâ özlemle anılıyor. Oğlu Mehmet Kemal Yazıcıoğlu da Tokat’ta sergilediği tavırla, aynı yolu yürümeye niyetli olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Net konuşuyor, samimi davranıyor ve koltuğunu bir imtiyaz değil, bir emanet olarak görüyor. Bu özellikler, günümüzde ne yazık ki birçok yerel yöneticide göremediğimiz nitelikler.

Bugün pek çok belediye başkanı, makamlarını halktan bir duvar gibi ayırıyor. Vatandaş, seçim döneminde oy verdiği kişiye ulaşmakta zorlanıyor; bir şikâyet ya da talep için belediyeye gitmek istediğinde, "başkanın programı yoğun" cevabıyla geri çevriliyor. Oysa başkanlık makamı bir itibar kürsüsü değil; halkın derdini dinleme, çözüm üretme ve kamuya hizmet etme yeridir. Belediyeler, yerel demokrasinin en doğrudan yüzüdür ama ne acıdır ki bazı şehirlerde bu yüz artık halka değil, rant ilişkilerine dönük bir şekilde kullanılmaktadır.

Mehmet Kemal Yazıcıoğlu, tam tersine bu makamı halka hizmet için kullanan isimlerden biri. Onu farklı kılan, sadece kimliği değil; o kimliğe uygun davranmasıdır. Aileden gelen bir duruşun, şahsi menfaat yerine kamu yararını koyan bir anlayışın günümüzde nasıl da aykırı kaldığını görünce, insan üzülmeden edemiyor.

Bu ülkede iki tavuğa sahip çıkamayacak vizyonsuzlukta olanların büyükşehir belediyelerini yönettiği bir dönemde, dürüstlükle, samimiyetle ve halkın vicdanını rahatlatan adımlarla görev yapan bir belediye başkanı görmek, halk için adeta nefes almak gibi. Mehmet Kemal Yazıcıoğlu örneği, sadece Tokat için değil, Türkiye’nin tamamı için bir umut ışığıdır.

Bu milletin, halkı unutan değil; halk gibi yaşayan, makamı değil vicdanı büyük olan başkanlara ihtiyacı var. Tıpkı babasının oğlu Mehmet Kemal Yazıcıoğlu gibi... 03.08.2025

Sevgilerimle

Gazeteci Ali ERTURAN

gazetecialierturan@gmail.com