Kıyılar, Anayasa’ya ve Kıyı Kanunu’na göre halkın ortak kullanım alanıdır. Ancak ne yazık ki turizm adı altında, "esnaf işgal parası ödüyor" bahanesiyle bu alanlar yıllardır işletmelerin insafına terk edilmiş durumda. Şezlonglarla, platformlarla, kafeterya uzantılarıyla işgal edilen sahillerde artık vatandaş değil, kâr hesapları hüküm sürmektedir. Oysa kıyılar, ne otelindir ne de işletmenin: Kıyılar halkındır, kıyılar çocuklarındır, gençlerindir, yaşlılarındır. Ve halk adına buna sahip çıkan belediyeler, asıl görevini yerine getiriyor demektir...
Antalya Büyükşehir Belediyesi, 6 Mayıs günü Konyaaltı’nda yaptığı müdahaleyle işte tam da bunu yapmıştır. Kıyı Kanunu'na aykırı platformların sökülmesi sırasında yaşanan gerginliğe rağmen geri adım atmayan belediye ekipleri, adaletin tarafında olduklarını bir kez daha göstermiştir. "Ahbap-çavuş" ilişkilerine prim vermeden, kamu yararını gözeten bu müdahaleyi sonuna kadar destekliyor ve bu kararlı tavrından dolayı Antalya Büyükşehir Belediyesi’ni ve Başkan Muhittin Böcek’i kutluyorum...
Sadece Antalya’da değil, Türkiye’nin tüm turizm kentlerinde bu hassasiyet gösterilmelidir. Muğla’da, İzmir’de, Balıkesir’de, Mersin’de, Aydın’da… Her kıyı belediyesi kıyıyı korumakla yükümlüdür. Bu yalnızca idari bir görev değil, aynı zamanda halkın hakkını savunmak, gelecek nesillere yaşanabilir kıyılar bırakmak gibi ahlaki bir sorumluluktur...
Turizmin yoğun olduğu bölgelerde kaldırımların dahi işletmeler tarafından işgal edildiği, halkın yürüyemez hale geldiği ortamlar "canlı ekonomi" değil, kamu alanlarının yağmalanmasıdır. Esnafa işgal parası ödetilerek bu haksızlığın meşrulaştırılması kabul edilemez. Belediye, her şeyden önce halkın yanında yer almalıdır...
Antalya’da yaşanan bu müdahale, "artık yeter" diyen sessiz çoğunluğun sesi olmuştur. Umarız bu ses, diğer belediyelere de ulaşır. Unutmayalım: Adil olmayan bir düzeni sürdüren değil, onu bozan cesaret devrim yaratır. Ve halk, bu cesareti asla unutmaz... 10.05.2025
Sevgilerimle
Gazeteci Ali ERTURAN
gazetecialierturan@gmail.com